Çok fazla bilim kurgu tarzı okumayan ben yıllarca tv lerde
gösterilen maymunlar cehennemi filmlerini ilgiyle izlemişimdir.1968
yılında çevirilen Maymunlar Cehennemi filmi şu an paylaşımını yaptığım
kitaba bağlı kalmış daha sonraki yıllarda gösterime giren serilerin bu
kitapla herhangi bir bağlantısı yoktur ama tabiki referans yine de bu
kitaptır. 1968 de gösterime giren ilk film ise kitaptan farklı bir
çizgide olup yine de kitap kadar ses getirmiştir.
1963
yılında kaleme alınan kitapta yazar Pierre Boulle'nin müthiş hayalgücü
ve zekası hayranlık bıraktı bende. Kitap bilimkurgu olmasına rağmen asla
bilimsel terimlerle insanı anlamaya zorlayan bir yapıda değil aksine
gayet açık, anlaşılır ve bilimsel terimlerden uzak su gibi akan
anlatımıyla sizi kitabın içine çekmekte oldukça başarılı.
Hikâye, uzayda seyahat etmenin İstanbul boğazında turla gezmek kadar
sıradan ve doğal olduğu bir dönemde :) Jinn ve Phyllis çiftinin uzay
boşluğunda keyif gezintisi yaparken karşılarına çıkan bir şişenin içinde
buldukları mektubu okumalarıyla başlar. .
Bir gazeteci,bir
profesör ve bir bilimadamından oluşan 3 kişilik ekip 2500 yılında
dünyaya 300 ışık yılı uzaklıkta olan ve daha önce kimsenin gitmediği
Betelgeuse güneş sisteminde yaşam olup olmadığını araştırmak için Soror
gezegenine gitmeye karar verirler ve yolculuk 2 yıl sürmüştür ancak bu
iki yıl dünyadaki 700 yıla denk gelmektedir. Gezegene indiklerinde ise
kendilerini bambaşka bir dünyanın içinde bulurlar zira bu gezegende
insanlar ve maymunlar yer değiştirmiş maymunların hüküm sürdüğü ve
medeniyet kurdukları bu gezegende insanlar zeka yönünden oldukça geri
kalmış ve hayvan muammelesi gören bilimsel araştırmalarda denek olarak
kullanılan varlıklar haline gelmiştir. .
Yazar herşeyin
tersine döndüğü maymunların insan gibi yaşadığı insanların da maymun
gibi yaşadığı bu gezegeni anlatırken okuyucuya insanoğlunun aslında ne
kadar çok acımasız, doğanın ve düzenin kendilerinin tek hakimi olarak
gördüğünü ve egolarının hırslarının ve üstün ırk olmalarının herseyi
elde edebileceği hakkını maalesef kendilerinde gördüğünü bir nevi ironi
yaparak anlatmaya çalışmış.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder